10 Eylül 2014

Veee SONN! :))

Son kez merhabalar efenim :)
Acnegen - Aknetrent maceramın sonuna geldim.

Bu günlük yıllarca burada kalacağı için son bir toparlama yazısı yazayım, yarıda bırakmayayım dedim. Maillerde ve yorumlarda en çok sorulan sorulara da burada derli toplu cevap vereyim.

Öncelikle kendimden başlayayım:
24 yaşında güzel, alımlskdlk tamam tamam cıvıtmıyorum.
Kilom 53. 
6360 mg ilaç kullanmam gerekiyordu, ben toplamda 6000 mg kullandım.
Kaç mg kullanmanız gerektiğini hesaplamanın formülü şu:

Minimum mg: Kilo (çarpı işaretini bulamadım) 120
Maksimum mg: Kilo (çarpı) 150

Ben ilk ay 20 mg acnegen, sonraki 6 ay 30 mg aknetrent kullandım. Günlük dozum düşük olduğu için yan etkilerini ve etkilerini yoğun bir şekilde yaşamadım. Sizin de günlük dozunuz düşük veya yüksek olabilir. Hangisi daha iyi diye soruluyor forumlarda. İkisi de aynı kapıya çıkıyor, çok şeyapmayın onu yani. Kendinizi Türk hekimlerine emanet edin, onlar en iyisini bilirler.

Gelen yorumlarda en çok sorulan sorulardan biri -özellikle okul zamanı- çok kötü bir görüntü oluyor mu? Buna net bir cevap veremeyeceğim. Bu ilacı kullanıp yüzü gözü yara bere içinde kalanları da gördü bu gözler. Fakat ben çok kolay atlattım bu süreci. Tabiki kurumalar oldu, burun kanamaları, göz kuruması, dudakta gerilmeler, hatta dudak kremi sürmediğim bir günün ertesinde hafif yaralar. Ama hepsi acısız süreçti ve ilk günden son güne kadar dışarıdan bakan biri ilaç kullandığımı hiç anlamadı. Böyle sıralayınca korkunçmuş gibi geliyor ama inanın öyle değil.

Benim durumum biraz farklı. Bunu gelen maillere cevabımda, yorumlarda ve burada defalarca yazdım, yine yazayım. Benim sivilcelerim stresten çıkan sivilcelerdi. Yani herhangi bir cilt problemim yok, tamamen psikolojik. Yüzümde kusmaların olmaması, bu süreci bu kadar kolay atlatmamın nedeni tamamen bu, cildim sivilceye yatkın bir cilt değil. Eğer sizin de sivilceleriniz strestense kesinlikle tereddüt etmeyin, bu süreci çok kolay atlatacaksınızdır demektir. 

Şu 7 aylık süre içinde açıkçası yediğime içtiğime zerre kadar dikkat etmedim. Su içmek için biraz zorladım kendimi ama ı ıh. Forumlarda ve çeşitli sitelerde insanlar çok kasıyorlar bu konuda. Aynı yanılgıya düşmüş biri olarak söylüyorum, çok tınlamayın yaa. Bugüne kadar ne yiyip içtiyseniz devam. Çok da abartmayın da yani, devam işte. Su için ama, o iyidir. Ben yapamadım, siz yapın.

En önemli tavsiyem doktorunuzu iyice araştırmanız olacaktır. Hastanenizdeki doktorların ismine bakın. İnternette ve hastanenin sitesinde doktor hakkında yazılanları okuyun. Benim doktor kriterim şudur: Öncelikle genç olsun. Yaşı ilerlemiş birine "ama gözeneklerim" deyince "olur öyle" deyip gönderiyor. Genç doktor halinizden daha iyi anlar. Sonra iyi bir üniversiteden mezun olmuş olması da çok önemli. İstanbul veya Ankara'daki bir üniversiteden mezun olmuş mu ona bakın. Hastalarla iletişim şekli bile çok farklı, inanın. Doktorun cinsiyeti pek önemli değil. Hatta ilk doktorum bayandı. Özel olarak bayan istemiştim, kadınlar cilt konusunda daha hassas, hangi ürünü kullanacağımı daha iyi bilir falan diye. Ama kadın orta yaşlardaydı ve pek ilgili değildi. Herhangi bir bilgi vermedi, sorduğum soruları canı sıkılarak cevapladı falan. İkinci ay erkek bir doktora gittim ve işte bu dedim. 30'lu yaşların başında Ankara Üniversitesi mezunu, alanında uzman bir doktordu. Doktor konusunda seçici olun ve doktorunuzdan memnunsanız tedavinin ortasında doktor değiştirmeyin.

Bir başka tavsiyem kullandığınız ürünlere dikkat edin. Yüzünüzü mutlaka doktorunuzun tavsiye ettiği şeyle yıkayın. 
Tonik, maske, peelinge veda edin. Ben ilk aylarda peeling yapmaya devam ettim, cildime herhangi bir zararı dokunmadı. Ama doktorum kesinlikle yasakladı. Şu an ihtiyacım da yok zaten.

Havlularla da vedalaşın. Yüzünüzü yıkadıktan sonra asla havluyla kurulamayın. Bir parça peçete alın, yüzünüzdeki fazla suyu o peçete yardımıyla alın. Bırakın cildiniz hafif ıslak kalsın ve o suyu yavaş yavaş emsin. Hem cildinizin nem kazanması için faydalı, hem yüzünüzün havluyla tahriş olmasını engeller, hem de mikrop kapmanızı; sivilcelerinizin yayılmasını engeller.
İlerleyen aylarda nemlendiricinizi, güneş kreminizi yüzünüz çok az ıslakken sürmeniz yüzünüzün kızarıp yanmasını, acı çekmenizi önleyecektir. Denenmiş ve tavsiye edilmiştir. (Cildiniz çok kuruduğunda)

Yine çok fazla sorulan bir soru var: Acnegen, Aknetrent, Roaccutane, Zoretanin arasında hiçbir fark yok. Üretici firma değişik sadece. Hepsinden aynı sonucu alıyorsunuz. 
Bu konuyla ilgili yine çok sorulan bir soru var: Mesela Roaccutane ile tedaviye başlayan birine doktor bir sonraki ay Aknetrent yazınca hasta tereddüt ediyor. Telaş edilecek bir durum yok, rahatlıkla kullanabilirsiniz. Başıma geldi, ordan biliyorum :)

Tedaviye yeni başlayanlara önerim, ilk günler çok bir şey beklemeyin. Ben neler neler okudum "2. gün bi uyandım suratım kuruluktan kabuk bağlamıştı" filan. Asparagas,inanmayın. Ben inandım, kalktım bir de saf gibi burda yazılar yazdım. İlk aydaki yazılarımdan çok utanıyorum, valla. Ama ibret-i alem olsun diye silmiyorum. Nemlendiricilerle çok haşır neşir olmanıza gerek yok. Ben abartmışım o dönemde. Etkilerini 20. günde falan görmeye başlarsınız. O zamana kadar aynaya gidip gidip "bahim noolmuş"çuluk oynamayın. Dudak kreminizi eksik etmeyin, güneş kreminizi de. Cildiniz hemen kurumaz, nemlendiriciye ilk günlerden abanmanın manası yok.

İz sorusu da çok geldi. Bilimsel bir değeri yoktur eminim ama benim gözlemlerim şu şekilde oldu: Tedaviye başlamadan önce yüzünüzde çok iz varsa muhtemelen ilaç tedavisi bittikten sonra bir de iz tedavisi göreceksinizdir. Ancak ilaç kullanırken çıkan sivilcelerden kalan izler varsa onlar ilaç tedaviniz bitinceye kadar yok olacaklardır. Benim sağ yanağımda yüzümü yıkadığımda ya da yanağımı kaşıdığımda belli olan hafif birkaç sivilce izi vardı. İlacın 4. ayında eser kalmadı. 
Ancak sivilcelerden geriye kalan çukurluklar için ilaç tedavisi yeterli olamıyor malesef. Onlar için başka tedavi yöntemleri uyguluyor doktorlar. Tedavinin adını hatırlamıyorum, hatırlayan bilen varsa yorum bırakırsa sevinirim. Küçük küçük iğnelerin olduğu bir şeyi yüzde gezdiriyorlardı. Sinek ısırığı gibiymiş, çok da acımıyormuş. 

Ömrümün en karışık yazısını yazdım, çünkü bir oturuşta yazmadım bunu. Bugün galiba 3. gün :) Beyninizi epey yordum, hakkınızı helal edin.
Düşünüyorum düşünüyorum aklıma başka bir şey gelmiyor. Sorularınız olursa yorum bırakın, ben bilemiyorsam bilen biri cevaplar diye düşünüyorum. Bildiklerinizi, cevaplayın e mi :)

İlacınızı sevin. Aynaya güzel bakın. Aynada gördüğünüz her sivilceyle veda konuşması yapın, çünkü büyük ihtimalle ertesi gün o sivilceyi göremeyeceksiniz :) 

Bir de düzeltme yapıyorum. Denedim ve Yazıyorum! yazısında La Roche Posay ürünleri hakkında kötü yorumlarda bulunmuştum. O dönem cildim çok hassasmış. Şu an severek kullanıyorum. Güvenle alıp kullanabilirsiniz yani :)

Bu kadar.
Bundan sonra post yazmam. Yorumlarınız, mailleriniz olursa onları cevaplarım.
Tekrar bu kadar karışık bir yazı yazdığım için özür diliyorum. Toparlama yazısı dedim, çorba yaptım :))

Hepimize geçmiş olsun :)

29 Nisan 2014

5. Ayın Sonu! :)

Çabucak geçen bir ayın daha sonuna geldik efenim.
Hemen konuya gireyim.

Doktorum geçen ay iki ayda bir tahlil yapacağını söylemişti. Bu ay yaptırdım, bütün değerlerim normal çıktı. Yine aferini kaptım.
Dozumu hesapladı, gelecek ay son defa geleceksin dedi. Veda hüznü sardı bizi :))

Daha önce çok defa söyledim, ilacımı seviyorum. Bırakınca sanki birden cildim bozulacakmış gibi hissediyorum. Ama olmazmış öyle şey, benim kuruntummuş :))

Benim doktorum izinli olduğu için iki ay önce başka bir doktora gitmiştim. Gözenekleri sorduğumda onların çaresi yok demişti.
Kendi doktorumun çok ilgili ve bilgili olduğunu defalarca söylemiştim burda. Bir de kendi doktoruma sorayım dedim. Hemen eline ışığını aldı. Yüzümü inceledi. İlaç tedavin bittikten sonra merhem veririm sana dedi. 
Gözenekler için en etkili yöntem ilaçmış. Ama ilacın yarıda bıraktığı işi bu merhemler tamamlıyormuş.

Son bir aydır gözeneklerimde inanılmaz bir küçülme var zaten. İlaç tedavim bittiğinde hala gözenek görürsem yüzümde doktorun yolunu tutar merhemimi alırım. 

Bu arada 5. Ayım bitti ama dermoskin yüz yıkama köpüğüm hala bitmedi. Daha önce de yazmıştım,  şiddetle tavsiye ederim. 

Bu aylık da bu kadar. 
Hoşçakalalım :))

29 Mart 2014

4. Ayın Sonunda! :)

Zaman su gibi akıııp gidiyor efenim.
Çeşitli rahatsızlıklarımdan ötürü arada bir ilacı bırakmasaydım şu an "5. Ayın Sonunda! :)" yazısını yazıyor olacaktım. Nasip kısmet :)

4. ayımın ilaçları bitince doktorumun yolunu tuttum. "Bu ay kan tahlili istemeyeceğim senden. Bundan sonra iki ayda bir tahlil yaptıracaksın." dedi. "Hay hay" dedim.

Güneş kremini  mutlaka kullanmam gerektiğini vurguladı doktorum. Ona da hay hay deyip evime döndüm.

İlacımı seviyorum. Bu ay gözeneklerimde küçülme var, hissediyorum. Tabi bunun için cildimi nemlendirmeyi bırakıp soyulmasına izin verdiğimi söylemeliyim. Bence etkisi oldu. Çok kötü bir görüntü oluşmadıkça veya olsa da o gün evden çıkmayacaksam nemlendirici kullanmıyorum. Bırakıyorum soyulsun. Soyulan derinin altından çıkan deride gözenekler daha küçük görünüyor.
Nemlendiricilere ölüm!

Derim çok inceldi. Elim kolum bir yere çarpınca hemen soyuluyor, ince kabuk bağlıyor. Şikayet etmiyorum, böyle olacağını biliyordum.

Bu arada ne zamandır paylaşmak istediğim, ama yazarken unuttuğum bir şey var: Havlu kullanmayın.
Sadece bu ilacı kullanırken değil, mümkünse ömür boyu. Hele de benim gibi havluyla yüzünüzü kazır gibi kuruluyorsanız asla!
Çocukluğumdan beri böyleydim ben. Havluyu yüzüme sürte sürte kurulanırdım. Sonra yüzüm niye kızarıyo!
Yaklaşık bir - bir buçuk yıl önce jetonum düştü. Televizyondaki oyuncular yüzlerini yıkadıklarında havluyla yüzlerine pıt pıt dokunuşlar yaparak kurulanıyorlardı ya hani, ben nasıl dalga geçerdim onlarla. Sanırdım ki, yönetmen aman makyajın bozulmasın, dikkatli kurulan diyor. 
İşte bir gün yine havluyla yüzümü kazırken ışık çaktı beynimde. Yanlış yoldasın kızım dedim.
O gün bu gündür havlu peçete veya tuvalet kağıdıyla yüzümü kuruluyorum. Kuruluyorum dediğim, fazla suyu çekiyorum sadece. Yüzüm hafif ıslak kalıyor, cildimin onu emmesine izin veriyorum.
Havlu kullanmayı bıraktığımdan beri yüzümde yer yer olan kızarıklıklar büyük oranda azaldı.
Şiddetle tavsiye ederim :)

Bu aylık bu kadar. Mutlu günler efenim :))

14 Mart 2014

Denedim ve Yazıyorum! :)

İlaç tedavisi sürecinde insanların en çok araştırdığı şeyler kullanılan ürünler. Kendimden biliyorum. Ve tabi ki anahtar kelimelerden :)

Tedavisinde 4. ayı devirmek üzere olan biri olarak da en azından kendi kullandığım ürünler hakkında gayet güvenilir bilgi verebileceğimi düşünerek bu yazıyı yazmaya başladım. Sonunu da getirebilirim umarım :)

Dermoskin Yüz Yıkama Köpüğü: İlacı kullanmaya başladığım gün almıştım bunu. Daha önce hep jel tarzı ürünler kullanmıştım. Köpüğü ilk defa kullanıyordum ve açıkçası ön yargım vardı. Ancak çok şahane bir ürün çıktı. Yüzümü yıkadığım anda yüzüm yumuşacık oluyor. Yüzü tahriş etmiyor. Temizlemesi çok iyi. Ve en bombasını söyleyeyim: Günde iki kere yüzümü bununla birlikte yıkamış olmama, seyahatlerde yanımda götürürken bir kısmının valizime dökülmüş olmasına ve dördüncü ayımın sonuna gelmeme rağmen hala bitmedi. İlacın bana kattığı güzelliklerden biri diyor ve geçiyorum efendim.
Fiyatı: 28 lira gibi bir şeydi sanırım.



SiccNasal Mukoza Nemlendiricisi: Burun kuruluğundan dolayı doktorumun bana yazdığı nemlendirici. Bu ürünü kullandığımdan beri burun kuruluğu, kanaması yaşamıyorum. Üstelik iki üç haftada bir kullanmam yetiyor. O kadar etkili yani. Pek çok forumda, sitede önerilen normal nemlendiricinin kulak pamuğuyla burna uygulanmasına nazaran daha zahmetsiz ve daha etkili bir ürün. Ancak bir de buna para vermeyelim diyorsanız o da işe yarar diye düşünüyorum.
Fiyatı: 29 lira.



Blistex Medplus: İşte benim bebeklerim. İlk olarak forumlarda çok önerildiği için mavi kavanozunu aldım ve aşık oldum. Şöyle söyleyeyim: İnsanlara sivilce ilacı kullandığımı söylediğimde çok şaşırıyorlar ve "Ama dudakların çok iyiii?" diyorlar. Siyahlarında Perwoll kullanan kadın gibi hemen çantamdan Blistex'imi çıkarıyor ve insanlara öneriyorum.
Fiyatı: Şehirden şehire değişiyor. Kendi memleketimde 12 liraya almışken, kilometrelerce uzak bir şehirden 7 liraya aldım. (Stick ile kavanoz arasında fiyat farkı yok)




Blistex'in Böğürtlenli Şeysi: Asla ama asla almayın. Tadı güzel kendi beş para etmez bir stick. Valla bak, ben ettim siz etmeyin. Bundan bir nane olmaz.
Fiyatı: 8 lira. (Aynı şehirde farklı iş yerlerinde bile fiyat fark ediyor)


Blistex Daily Lip Conditioner: Blistex Medplus kadar olmasa da bu da gayet iyi bir ürün. Geceleri bunu kullanıyorum, gündüzleri Medplus'ı. Mentollü ürünleri pek sevmiyorsanız bunu öneririm. Bana fark etmez diyorsanız Medplus'tan vazgeçmeyin derim.
Fiyatı: Yukarıda bahsettiğim o uzak şehirlerden birinde 7 liraydı.

La Roche Posay Effaclar H: Büyük umutlarla aldığım bir nemlendiriciydi. Doktorum önermişti. Kötü bir ürün diyemem. Ancak benim cildime iyi gelmedi. Birkaç hafta kullandıktan sonra yüzüme sürer sürmez yüzüm kıpkırmızı olmaya başladı. Yanma hissi de oluşuyordu. Kullanmayı bıraktım. Tedavim bittikten sonra kullanmaya devam ederim belki. Fakat şu aşamada pek mümkün görünmüyor.
Fiyatı: 40 lira.


La Roche Posay Anthelios XL: Ra Roche Posay'ın nemlendiricisi gibi başlangıçta memnun olduğum bir üründü. Fakat artık yüzümü tahriş ediyor gibi geliyor. Doktorum güneşe çıkmadan önce bu kremi mutlaka kullanmam gerektiğini söylemişti. Fakat bunu yüzüme sürdükten sonra koşa koşa banyoya gidip yüzümü yıkamak zorunda hissediyorum. Yüzümü resmen yakıyor. Bir daha kullanabileceğimi sanmıyorum.
Fiyatı: 45 lira.


Hametan Krem ve Pomad: La Roche Posay'da hayal kırıklığına uğrayınca herkesin önerdiği Hametan kremi denedim. Fiyat performans açısından bütün kremleri sollar diyorum. Tabi ilaç tedavisi görenler için :) Yüzüme ilk sürdüğüm anda yüzüm yapış yapış olmuş gibi hissediyorum fakat 2-3 dakikaya kalmaz geçiyor. Gayet güzel nemlendiriyor. Fakat ben nemlendiriciyi her gün kullanmıyorum. Cildimin biraz kurumasına izin veriyorum. 2-3 günde bir bunu kullanıyorum.
Pomadı ise nemlendirme dışında her durumda kullanıyorum açıkçası. Çabuk bitmesinden anlaşılmıştır galiba. Bu dönemde cildimiz çok hassas malum. En ufak bir durumda kanıyor, çiziliyor, yanıyor, kızarıyor vs. Bu gibi durumlarda hemen bunu sürüyorum. Cildim kendini hemen toparlıyor. Mesela geçen gün ütünün buharı parmağımı yaktı. Baktım acısından ütü yapamıyorum, hemen bunu sürdüm, hemen ferahlattı. İlacı kullanın/kullanmayın bu ürünü mutlaka evinizde bulundurun.
Fiyatı: 5 liraydı sanırım.


Ürederm Lipo: Baş parmağım pul pul soyulmaya başlayıp sertleşince doktora gittim. Çok acıyor, kalem tutamıyorum dedim. Bunu önerdi. Kullandım. Bir iki güne geçti. Nemlendirmesi çok hoşuma gitti. Fakat çok yağlı olduğu için gün içinde kullanamıyorum. Yatmadan önce güzelce sürünüyorum. Sabah yumuşacık uyanıyorum :)
Fiyatı: 10 lira diye hatırlıyorum. O civarda bir şey işte :)


Bepanthen Merhem: Hametan'la tanıştıktan sonra yüzüne asla bakmayacağım ürün. Kendi çapında iyi bir ürün olabilir fakat Hametan'la aşık atamaz.
Fiyatı: Bilmiyorum :)


Cire Aseptine Çiçek Özlü Krem: Forumlarda önerilen her şeyi alıp kullanma hastalığı olan bendenizin almış olduğu kremdir kendileri. Ev ahalisine nostalji yaşatma haricinde bir işe yaramamıştır. 
Fiyatı: 5 kuruş etmeyeceğini biliyorum.



Göz kuruluğum için doktorumun verdiği damlalar. Fakat doktor izni olmadan almamanız gerek. Bunlar bitti, eczacıdan Refresh istedim. Şimdi onu kullanıyorum. Memnunum.
Fiyatını hatırlamıyorum.


Şu dört aylık süreçte kullandığım ürünler bunlar. Genel olarak memnunum. Bu ürünleri arayıp da gelen kişilere biraz da olsa fikir verebildiysem ne mutlu bana.

25 Şubat 2014

3. Ayın Sonunda! :)

Uzun zamandır buraya gelemiyordum. Hiç beklemediğim bir ilgi olmuş ben yokken. İstatistikler ve yorumlar öyle diyor yani.

Yorumları okudum. Hepsini seçtim.  Tam yayınla butonuna basacaktım kiii elim kaydı hepsini sildim :(

Geçmiş olsun diyen vardı teşekkür ediyorum.
Gözenekleri soran vardı, doktorumla konuştum "tamamen geçmeleri mümkün değil, bunları konuşmak için erken zaten" dedi.
Bir de kullandığım ürünlerle ilgili soru soranlar vardı. Bu ürünlerle ilgili bilgi almak için bloguma gelen de çok kişi olmuş. Bununla ilgili ayrı ve ayrıntılı bir post yazmayı düşündüm. Kpss' den ne zaman fırsat bulabilirsem artık :)

Gelişmelerden bahsedecek olursam yeni bir durum yok diyebilirim. Yediğime içtiğime zerre kadar dikkat etmiyorum. Her akşam çekirdek kola ikilisiyle takılıyorum. Üstelik çoğu zaman bir paket çekirdek yetmiyor ikinci paketi açıyorum ("yuhh ayı!" mı? Cık cık cık... Hiç yakıştıramadım.). Ama inanılır gibi değil kolesterolüm düşmüş bu ay. Doktordan aferini kapınca sesimi çıkarmadım. 30 mg ile devam ediyorum.
Aktif sivilcem yok. Cildim gayet sağlıklı görünüyor. Vücudumda yağdan eser yok. Bu ilacı sevmemek mümkün değil.

Şimdilik bu kadar. Hepimize geçmiş olsun :)

2 Ocak 2014

2. Ayın Sonunda! :)

Günler öncesinden gitmem gereken doktora ancak dün gidebildim. İlaçla ilgisi olmayan rahatsızlıklarımdan dolayı iki haftadır ilaç da içemedim zaten.

Doktorum çok ilgili, söylemiştim. Her şeyimi tek tek sordu. Sonra sisteme baktı, nörolojiden neden randevu aldın dedi. Durumumu anlattım. İlaçtan sonra bu şikayetlerimin artıp artmadığını sordu. Artmadığını, zaten çok sık olduğunu söyledim. Yine de sonucunu alınca mutlaka beni bilgilendir dedi.
Kan tahlilimin sonucunu doktora götürdüğümde nöroloji doktorumun beyin mr ı istediğini söyledim. Mr sonucumu alınca mutlaka kendisini de bilgilendirmemi istedi yeniden.

Tahlillerim çok iyi çıktı yine. Ama doktorum bendeki rahatsızlıktan işkillendiği için dozumu arttırmadı. Hala 30 mg kullanıyorum yani.
Kolesterolüm 2 ayda sadece 15 değer artmış. Ve hala üst sınırın epeyce altındayım. Sağlıklı beslenmek için uğraşmamaya devam :))


Cildim kuruyordu. Bir ara eyvah dedim, nemlendiriciler de yetersiz kalacak artık. Ama sonra rahatsızlıklarım patlak verince ilaca ara verdim. Cildim yine yağlanmıyor, ama o aşırı kuruluk da bir nebze geçti. Hep böyle kalsa keşke :)

Eklem ağrısı ilk birkaç gün haricinde hiç olmamıştı zaten. Hala yok, turp gibiyim. 

Dudak kuruluğu sorunum var. Blistex med plus mavi kavanozu kullanıyordum. Nereye gitsem yanımda taşıyordum. O bitince eczaneye gidemedim. Zaten her yerde de bulunmuyor. Gratis'te denk geldim. Ama kavanozu yoktu. Olsun dedim, nasılsa aynı marka. Ahududulusunu aldım. BBİİNN kere pişmanım. Değil ilacı kullananlarda, hiçbir sorunu olmayan dudaklarda bile bir işe yaramaz. Çöpe gitti.

Onun dışında parmaklarımda soyulmalar var birkaç gündür. O biraz sıkıntı çıkaracak gibi. Çünkü soyuldukça alttaki deri sert geliyor. Nasıl anlatsam bilemedim :) Böyle parmaklarımın uçları pütür pütür. Krem sürmeye çalışıyorum ama parmak bu. Mutlaka bir yerlere dokunmak zorunda kalıyorsun. Bir kere gündüz hep ders çalıştığım için krem süremiyorum. Bir tek yatarken sürebiliyorum, o da yorgana yastığa falan değiyor hep, bir işe yaramıyor. Bu işe en yakın zamanda bir çözüm bulmam gerekecek.

Sivilcem hiç yok. Bu yazmadığım süre içinde 2 tane sivilcem çıktı. Kocaman, irinli gibi. Ertesi gün yok oldu. Yüzüm bazen yer yer kızarıyor. Bazen şahane bembeyaz bir yüzüm oluyor. Ne sivilcem çıktığında, ne de yüzüm kızardığında moralimi bozuyorum. Geçecek ki bunlar, biliyorum :)

İlacımı seviyorum. Vücuda bir zararı olmadığını bilsem bir ömür kullanırım. Yağsızlık muhteşem bir şey bir kere. Aslında bu ilacı yazın kullanmak vardı :)

Bu aylık da böyle. 2 ayı yemiş bitirmişim. Darısı yeni başlayanların başına :)