10 Eylül 2014

Veee SONN! :))

Son kez merhabalar efenim :)
Acnegen - Aknetrent maceramın sonuna geldim.

Bu günlük yıllarca burada kalacağı için son bir toparlama yazısı yazayım, yarıda bırakmayayım dedim. Maillerde ve yorumlarda en çok sorulan sorulara da burada derli toplu cevap vereyim.

Öncelikle kendimden başlayayım:
24 yaşında güzel, alımlskdlk tamam tamam cıvıtmıyorum.
Kilom 53. 
6360 mg ilaç kullanmam gerekiyordu, ben toplamda 6000 mg kullandım.
Kaç mg kullanmanız gerektiğini hesaplamanın formülü şu:

Minimum mg: Kilo (çarpı işaretini bulamadım) 120
Maksimum mg: Kilo (çarpı) 150

Ben ilk ay 20 mg acnegen, sonraki 6 ay 30 mg aknetrent kullandım. Günlük dozum düşük olduğu için yan etkilerini ve etkilerini yoğun bir şekilde yaşamadım. Sizin de günlük dozunuz düşük veya yüksek olabilir. Hangisi daha iyi diye soruluyor forumlarda. İkisi de aynı kapıya çıkıyor, çok şeyapmayın onu yani. Kendinizi Türk hekimlerine emanet edin, onlar en iyisini bilirler.

Gelen yorumlarda en çok sorulan sorulardan biri -özellikle okul zamanı- çok kötü bir görüntü oluyor mu? Buna net bir cevap veremeyeceğim. Bu ilacı kullanıp yüzü gözü yara bere içinde kalanları da gördü bu gözler. Fakat ben çok kolay atlattım bu süreci. Tabiki kurumalar oldu, burun kanamaları, göz kuruması, dudakta gerilmeler, hatta dudak kremi sürmediğim bir günün ertesinde hafif yaralar. Ama hepsi acısız süreçti ve ilk günden son güne kadar dışarıdan bakan biri ilaç kullandığımı hiç anlamadı. Böyle sıralayınca korkunçmuş gibi geliyor ama inanın öyle değil.

Benim durumum biraz farklı. Bunu gelen maillere cevabımda, yorumlarda ve burada defalarca yazdım, yine yazayım. Benim sivilcelerim stresten çıkan sivilcelerdi. Yani herhangi bir cilt problemim yok, tamamen psikolojik. Yüzümde kusmaların olmaması, bu süreci bu kadar kolay atlatmamın nedeni tamamen bu, cildim sivilceye yatkın bir cilt değil. Eğer sizin de sivilceleriniz strestense kesinlikle tereddüt etmeyin, bu süreci çok kolay atlatacaksınızdır demektir. 

Şu 7 aylık süre içinde açıkçası yediğime içtiğime zerre kadar dikkat etmedim. Su içmek için biraz zorladım kendimi ama ı ıh. Forumlarda ve çeşitli sitelerde insanlar çok kasıyorlar bu konuda. Aynı yanılgıya düşmüş biri olarak söylüyorum, çok tınlamayın yaa. Bugüne kadar ne yiyip içtiyseniz devam. Çok da abartmayın da yani, devam işte. Su için ama, o iyidir. Ben yapamadım, siz yapın.

En önemli tavsiyem doktorunuzu iyice araştırmanız olacaktır. Hastanenizdeki doktorların ismine bakın. İnternette ve hastanenin sitesinde doktor hakkında yazılanları okuyun. Benim doktor kriterim şudur: Öncelikle genç olsun. Yaşı ilerlemiş birine "ama gözeneklerim" deyince "olur öyle" deyip gönderiyor. Genç doktor halinizden daha iyi anlar. Sonra iyi bir üniversiteden mezun olmuş olması da çok önemli. İstanbul veya Ankara'daki bir üniversiteden mezun olmuş mu ona bakın. Hastalarla iletişim şekli bile çok farklı, inanın. Doktorun cinsiyeti pek önemli değil. Hatta ilk doktorum bayandı. Özel olarak bayan istemiştim, kadınlar cilt konusunda daha hassas, hangi ürünü kullanacağımı daha iyi bilir falan diye. Ama kadın orta yaşlardaydı ve pek ilgili değildi. Herhangi bir bilgi vermedi, sorduğum soruları canı sıkılarak cevapladı falan. İkinci ay erkek bir doktora gittim ve işte bu dedim. 30'lu yaşların başında Ankara Üniversitesi mezunu, alanında uzman bir doktordu. Doktor konusunda seçici olun ve doktorunuzdan memnunsanız tedavinin ortasında doktor değiştirmeyin.

Bir başka tavsiyem kullandığınız ürünlere dikkat edin. Yüzünüzü mutlaka doktorunuzun tavsiye ettiği şeyle yıkayın. 
Tonik, maske, peelinge veda edin. Ben ilk aylarda peeling yapmaya devam ettim, cildime herhangi bir zararı dokunmadı. Ama doktorum kesinlikle yasakladı. Şu an ihtiyacım da yok zaten.

Havlularla da vedalaşın. Yüzünüzü yıkadıktan sonra asla havluyla kurulamayın. Bir parça peçete alın, yüzünüzdeki fazla suyu o peçete yardımıyla alın. Bırakın cildiniz hafif ıslak kalsın ve o suyu yavaş yavaş emsin. Hem cildinizin nem kazanması için faydalı, hem yüzünüzün havluyla tahriş olmasını engeller, hem de mikrop kapmanızı; sivilcelerinizin yayılmasını engeller.
İlerleyen aylarda nemlendiricinizi, güneş kreminizi yüzünüz çok az ıslakken sürmeniz yüzünüzün kızarıp yanmasını, acı çekmenizi önleyecektir. Denenmiş ve tavsiye edilmiştir. (Cildiniz çok kuruduğunda)

Yine çok fazla sorulan bir soru var: Acnegen, Aknetrent, Roaccutane, Zoretanin arasında hiçbir fark yok. Üretici firma değişik sadece. Hepsinden aynı sonucu alıyorsunuz. 
Bu konuyla ilgili yine çok sorulan bir soru var: Mesela Roaccutane ile tedaviye başlayan birine doktor bir sonraki ay Aknetrent yazınca hasta tereddüt ediyor. Telaş edilecek bir durum yok, rahatlıkla kullanabilirsiniz. Başıma geldi, ordan biliyorum :)

Tedaviye yeni başlayanlara önerim, ilk günler çok bir şey beklemeyin. Ben neler neler okudum "2. gün bi uyandım suratım kuruluktan kabuk bağlamıştı" filan. Asparagas,inanmayın. Ben inandım, kalktım bir de saf gibi burda yazılar yazdım. İlk aydaki yazılarımdan çok utanıyorum, valla. Ama ibret-i alem olsun diye silmiyorum. Nemlendiricilerle çok haşır neşir olmanıza gerek yok. Ben abartmışım o dönemde. Etkilerini 20. günde falan görmeye başlarsınız. O zamana kadar aynaya gidip gidip "bahim noolmuş"çuluk oynamayın. Dudak kreminizi eksik etmeyin, güneş kreminizi de. Cildiniz hemen kurumaz, nemlendiriciye ilk günlerden abanmanın manası yok.

İz sorusu da çok geldi. Bilimsel bir değeri yoktur eminim ama benim gözlemlerim şu şekilde oldu: Tedaviye başlamadan önce yüzünüzde çok iz varsa muhtemelen ilaç tedavisi bittikten sonra bir de iz tedavisi göreceksinizdir. Ancak ilaç kullanırken çıkan sivilcelerden kalan izler varsa onlar ilaç tedaviniz bitinceye kadar yok olacaklardır. Benim sağ yanağımda yüzümü yıkadığımda ya da yanağımı kaşıdığımda belli olan hafif birkaç sivilce izi vardı. İlacın 4. ayında eser kalmadı. 
Ancak sivilcelerden geriye kalan çukurluklar için ilaç tedavisi yeterli olamıyor malesef. Onlar için başka tedavi yöntemleri uyguluyor doktorlar. Tedavinin adını hatırlamıyorum, hatırlayan bilen varsa yorum bırakırsa sevinirim. Küçük küçük iğnelerin olduğu bir şeyi yüzde gezdiriyorlardı. Sinek ısırığı gibiymiş, çok da acımıyormuş. 

Ömrümün en karışık yazısını yazdım, çünkü bir oturuşta yazmadım bunu. Bugün galiba 3. gün :) Beyninizi epey yordum, hakkınızı helal edin.
Düşünüyorum düşünüyorum aklıma başka bir şey gelmiyor. Sorularınız olursa yorum bırakın, ben bilemiyorsam bilen biri cevaplar diye düşünüyorum. Bildiklerinizi, cevaplayın e mi :)

İlacınızı sevin. Aynaya güzel bakın. Aynada gördüğünüz her sivilceyle veda konuşması yapın, çünkü büyük ihtimalle ertesi gün o sivilceyi göremeyeceksiniz :) 

Bir de düzeltme yapıyorum. Denedim ve Yazıyorum! yazısında La Roche Posay ürünleri hakkında kötü yorumlarda bulunmuştum. O dönem cildim çok hassasmış. Şu an severek kullanıyorum. Güvenle alıp kullanabilirsiniz yani :)

Bu kadar.
Bundan sonra post yazmam. Yorumlarınız, mailleriniz olursa onları cevaplarım.
Tekrar bu kadar karışık bir yazı yazdığım için özür diliyorum. Toparlama yazısı dedim, çorba yaptım :))

Hepimize geçmiş olsun :)